İnternet hayatımızda çok önemli bir yere sahip. Artık hiçbirimiz internetsiz bir hayatı hayal edemiyoruz desek abartmış olmayız. İnternet yıllardır hayatımızda ve her geçen gün gelişerek bizlere çeşitli olanaklar sunmaya devam ediyor. Bazen internetin gelebileceği en iyi seviyeye ulaştığını düşünenler olsa da internet alanında devrim niteliğinde yenilikler hız kesmeden devam ediyor. Şimdi de sırada WEB 3.0 var. WEB 3.0 ve hayatımıza katacağı yenilikler büyük bir merakla takip ediliyor. Bizler de bu yazımızda sizler için WEB 3.0 Nedir? WEB 3.0 ile internetin geleceği nasıl etkilenecek gibi sorulara cevap aradık.
İnternetin Zaman İçerisindeki Dönüşümü
İnternet kullanımı yıllar içerisinde çoğalıyor. Geçmiş dönemlere bakıldığında günümüzde internetin olmadığı yer neredeyse yok denecek kadar az görünüyor. Gündelik hayatta gerçekleştirdiğimiz her şeyin içinde internetten bir parça görmek mümkün. Alışverişimizi internetten yapıyoruz, film ve dizileri internetten izliyoruz, internet aracılığıyla sosyalleşiyoruz ve hatta internet üzerinden maddi gelir elde ediyoruz. İnternet kullanımı arttıkça bu alandaki gelişmeler de hız kesmeden devam ediyor.
WEB 1.0 olarak bilinen internet ağı 1980’li yılların sonlarına doğru hayatımıza girdi ve kullanıcı sayısı şu anki kullanıcı oranlarına bakıldığında bir hayli düşüktü. İnternete erişim kısıtlıydı. 20 yılı aşkın süredir hayatımızda olan WEB 2.0 da etkileşimli internet olarak biliniyor ve şu an da hayatımızda yer alıyor. YouTube, Linkedin, Twitter, Instagram, Google gibi sıkça kullandığımız internet devleri de WEB 2.0 ile hayatımıza girdi.
WEB 3.0 teknolojisini anlamak için öncelikle WEB 1.0 VE WEB 2.0 teknolojilerini anlamak gerekiyor. Şimdi gelin birlikte internetin zaman içerisindeki dönüşümünü inceleyelim.
WEB 1.0
Şu an kullandığımız internet teknolojisi de WEB 1.0 temelli bir teknolojidir. 1990’lı yılların başında yani WEB 1.0’ın hayatımıza yeni girdiği dönemlerde web siteleri yalnızca HTML sayfaları aracılığıyla yapılabiliyordu. HTML sayfalarında kullanıcıların veriyi değiştirmesi de mümkün değildi. WEB 1.0 teknolojisinde kullanıcılar pasif tüketici olarak görülüyordu. Kısaca özetleyecek olursak WEB 1.0’ın yapısı dinamik değil statik bir durumdaydı. Yani kullanıcılar yazmakla değil okumakla ilgileniyorlardı.
WEB 2.0
1990’lı yılların sonuna doğru internette çeşitli değişimler başladı. WEB 2.0 olarak adlandırılan teknoloji de bu yıllarda hayatımıza girdi. WEB 2.0 teknolojisinde kullanıcılar, sosyal medya ve forum kullanımı, sunucu ve işlemci süreçlerinin kullanımı gibi alanlar ile web siteleri ile etkileşim halinde olabildi. WEB 1.0’da görülen sabitlik yerini karşılıklı etkileşime ve hareketlenmeye bırakmış oldu. Buna verilecek en güzel örnekler de kullandığımız sosyal medya uygulamaları olacaktır. Instagram, Twitter gibi uygulamalarda hem yazar hem de okur konumda olduğumuzu görmek mümkün. Hem üretilen içerikleri takip edebiliyoruz hem de kendimiz içerikler üretebiliyoruz. WEB 2.0’da önemli olan noktalardan biri de karşılıklı etkileşim oluyor. Bu karşılıklı etkileşim sistemi özellikle 2000’li yılların ortasında hız kazandı.
WEB 3.0 Nedir?
WEB 3.0 makine öğrenmesi ve yapay zekaya dayanan yeni bir internet teknolojisi olarak tanımlanıyor. Bu yenilikler ile birlikte WEB 3.0 internet teknolojisinde içerik kontrolleri yazılımlara devredilecek. Başka bir deyişle semantik web olarak da bilinen ‘ yapay zekalı web’ veri tabanları sayesinde bize ihtiyaç kalmadan yazılımların ilgilendiğimiz şeyleri bize sunacağı ve tüm cihazları kapsayacak yeni bir web dünyasıdır. Yani kısaca özetleyecek olursak WEB 3.0 teknolojisinde internet verileri insanlar tarafından değil makineler tarafından üretilecek.
WEB 3.0’da içeriklerin ve verilerin kontrolü yazılımların elinde olacak. WEB 3.0 ile birlikte kontrol tamamen yazılımların eline geçiyor. Yazılımlar tarafından kontrol edilen WEB 3.0 teknolojisinde herhangi bir aracıya ihtiyaç duymadan merkeziyetsiz bir bağlantı kurulacağı iddia ediliyor. Şu an kullandığımız internet teknolojisinde kullanıcılar sistemlerinde var olan bilgilere ulaşmak ve o bilgileri izleyebilmek için ağ sunucularına ve hücresel sunuculara ihtiyaç duymaktadır. Fakat WEB 3.0 ile kullanıcılar tam anlamıyla verilerine kendileri sahip olabilirler.
Günümüz internet teknolojisinde kullandığımız uygulamaların birçoğu tek bir işletim sistemi üzerinden çalışabilmektedir. WEB 3.0 teknolojisinde ise uygulamalar hiçbir ekstra masraf olmadan farklı birçok alanda çalışabilir hale gelecektir. WEB 3.0’la ilgili çok net tanımlar bulmak neredeyse imkansız. Çünkü hala üzerinde büyük çalışmalar yapılıyor ve internetin bir sonraki adımı olarak görülüyor. Çok genel bir tanımlama yapmak gerekirse Bitcoin ya da Etherium gibi bir merkezi olmayan ağlar tarafından gerçekleştirilen bir teknoloji olarak nitelendirmek mümkündür. Bitcoin ya da Etherium gibi ağlarda görülen en büyük yeniliklerden biri hiçbir merkeze bağlı olmamalarıdır. Bu kripto paralar bir şirkete ya da bir kuruluşa bağlı değildir ve böyle bir kontrol mekanizmaları yoktur. Bu ağlarda merkezi bir denetim de yoktur fakat son derece güvenilir ağlar olarak bilinirler. Bu ağların güvenilir olmasının sebebi de Konsensüs Protokolleri olarak bilinen ve sabit kodlarla kodlanmış bir kurallar dizini ile takip edilmesidir. İşte WEB 3.0 teknolojisinde de böyle bir güven söz konusu olacak.
WEB 3.0 İnternetin Geleceğini Nasıl Etkileyecek?
- Merkezi bir kontrol noktasının olmaması sayesinde aracılar aradan çekildiği için kullanıcı verileri aracılar tarafından kontrol edilemez bir hale geliyor. Böylece devletlerin ya da şirketlerin sansür ve denetleme yapma ihtimali de yok denecek kadar az oluyor. Bu da internette büyük bir devrim anlamına geliyor.
- WEB 3.0 ile arama motorlarında arama yapmak çok daha kolay hale gelecek. Zeki algoritmalar ile desteklenen arama motorları yapay zeka sayesinde filtrelenerek çok daha verimli sonuçlar ile karşımıza çıkacaklar.
- Günümüzde web dünyasında sıklıkla reklamlarla karşılaşıyoruz. Fakat hiçbirimiz rastgele seçilmiş anlamsız reklamlarla karşı karşıya kalmaktan hoşlanmıyoruz. WEB 3.0 teknolojisinde yine yapay zekalar sayesinde reklamcılığın gelişmesi ve tüketici bilgilerine dayalı bir şekilde gerçekleşmesi amaçlanıyor.
- Web siteleri ve web uygulamaları için en önemli detaylardan biri de müşteri desteğidir. WEB 3.0 teknolojisinde yapay zeka ile desteklenen zeki sohbet araçları sayesinde birden çok kişi ile aynı anda ve sorunsuz iletişim kurabilen müşteri hizmetleri karşımıza çıkacak. Yani bizler destek birimleri ile irtibat kurarken hiçbir sıkıntı yaşamayacağız desek çok doğru olur.
- WEB 2.0 teknolojisinde App olarak isimlendirilen uygulamalar WEB 3.0’da yerini dApp uygulamalarına bırakacak. dApp cüzdan mantığı ile çalışacak. Yani üretilen içeriğin üreticisi herhangi bir aracı kuruma herhangi bir ücret ödemeyecek. Kulağa çok tanıdık geliyor çünkü NFT’ler de bu mantık ile hareket ediyor. NFT ile ilgili daha detaylı bilgi almak için bu yazımızı okuyabilirsiniz.
- Sıklıkla belirttiğimiz gibi WEB 3.0 teknolojisinde herhangi bir aracı olmayacak.Böylelikle dinlediğiniz şarkılar ya da okuduğunuz kitaplar için uygulamalara para ödemeyeceksiniz.
- Sanal gerçeklik, nesnelerin interneti (IoT), Blockchain gibi teknolojiler şu an kısıtlı bir şekilde hayatımızda yer alıyor. WEB 3.0 ile tüm bunlar hayatımızın bir parçası haline gelecek.
- Çeşitli algoritmalar ve yapay zeka ile desteklenecek olan WEB 3.0 birçok yeniliği beraberinde getirecek. Kimi kaynaklara göre WEB 3.0 teknolojisinin henüz çok başındayız, kimi kaynaklara göre ise WEB 3.0 teknolojisine henüz giriş yapmadık. Fakat Blockchain ve kripto paraların bu kadar değerlenmesi ve çoğu kişi tarafından sıklıkla kullanılması WEB 3.0 için çok olumlu bir gelişme olarak gösteriliyor. Hiç şüphesiz ki WEB 3.0 teknolojisi ile hayatımıza tahmin edemeyeceğimiz kadar büyük değişiklikler gelecek. Artık teknolojiden bahsedilince akıllara tek taraflı iletişim ağı değil, gerçek anlamda dünyayı saran ve interaktif bir şekilde ilerleyen iletişim ağı gelecek.
- WEB 3.0, öncülü olarak kabul edilen WEB 2.0 teknolojisine göre çok daha net ve sade, ulaşımı kolay bilgiler sunacak. WEB 2.0’da bilgilere erişmek kolay fakat bilgi kirliliği de çok fazla oluyor. Örneğin araştırdığınız bir makeleyi arama motoruna yazdığınız zaman çeşitli politikalar sebebiyle karşınıza çok farklı konu başlıkları ve içerikleri de çıkıyor. WEB 3.0 bunları engellemek üzerine kurulu bir teknoloji. Bu teknoloji sayesinde yapay zeka desteği ile sadece gerekli ve yeterli bilgiler sunulacak.
WEB 3.0 ve Metaverse
Metaverse terimini son günlerde sıkça duyuyoruz. Özellikle Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’in Facebook şirketinin ismini Meta olarak değiştirmesi Metaverse’ün hayatımıza girişi ile ilgili en net adımlardan biri oldu. Metaverse ile ilgili detaylı bilgileri bu yazımızda bulabilirsiniz. WEB 3.0 ve Metaverse de birbiriyle son derece alakalı iki teknoloji olarak karşımıza çıkıyor. Metaverse evreni için kullanılan VR (Sanal Gerçeklik) cihazları WEB 3.0 teknolojisine geçişi hızlandıracak etkenlerden yalnızca biri. Eğer zamanında ve doğru adımlar atılırsa güvenilir bir alt yapı ve doğrulanabilir iletişim yöntemleri sağlanırsa bu teknolojilere ulaşmamız çok daha kolay hale gelecek. Geleceği şekillendirecek olan WEB 3.0 teknolojisi ve metaverse ne zaman hayatımızın bir parçası olacak? Bunu da zamanla hep birlikte göreceğiz.
WEB 3.0 Teknolojisi Kullanılan Projeler
WEB 3.0 şimdiden hayatımızda yerini almaya başladı. Bazı projeler WEB 3.0 teknolojisi ile entegre bir şekilde çalışarak ilgiyi üzerine çekmeyi başardı. WEB 3.0, özellikle token dünyasında fazlasıyla popüler oldu. Şimdi de WEB 3.0 teknolojisi kullanılan bazı projelere bir göz atalım.
Chainlink (LINK)
Chainlink, merkezsiz bir biçimde çalışan oracle ağı aracılığıyla Blockchain teknolojisi ile WEB 3.0 teknolojisini birleştiriyor. Bu projede Blockchainlerin harici veri besleme depoları ve ödeme yöntemleri güvenli bir şekilde etkileşime giriyor. Bu etkileşim ile birlikte karmaşık yapıdaki akıllı sözleşmelerin ihtiyacı olan kritik zincir dışı bilgiler sağlanıyor.
Filecoin (FIL)
Filecoin, en büyük amacının insanların en önemli bilgilerini en güvenli şekilde depolamak olduğunu belirtiyor. Bunu merkezi olmayan bir depolama sistemi ile gerçekleştiriyor. Filecoin, merkezi olan şirketlerin aksine verinin bütünlüğünü koruma amacıyla merkezi olmayan sistemini kullanmayı doğru buluyor.
Helium (HNT)
Nesnelerin Ağı (IoT) cihazlar için geliştirilen, merkezi olmayan ve Blockchain çalışan bir ağ olan Helium, nesnelerin interneti cihazlarının iletişim yeteneklerini geliştirmeyi hedefliyor.
BitTorrent (BTT)
Eşler arası dosya paylaşımı ve torrent platformu olarak karşımıza çıkan BitTorent de WEB 3.0 teknolojisine dayalı olarak merkezi olmayan bir sistem ile çalışıyor. BitTorrent kısa bir süre içinde en çok kullanılan merkeziyetsiz uygulamalardan biri olmayı başardı. En popüler para birimleri arasında yer alan kendi kripto para birimi BTT’yi de yayınladı.
Ocean
Ocean, merkezi olmayan ve blok zinciri tabanına sahip olan bir veri alışverişidir. Ocean protokolünde herkes kendi merkeziyetsiz veri pazarını oluşturabilir. Ocean, bireylerin ve işletmelerin ürünlerini iyileştirmesini , verileri değiş tokuş edebilmesini ve kullanmasını sağlar.
Decentraland (MANA)
Etherium tabanlı bir sosyal gerçeklik platformu olarak bilinen MANA, kullanıcılarına içerik üretme, içerik ve uygulama deneyimleme ve bu yolla para kazanma olanağı sunuyor.
Audius (AUDIO)
Müzik sektöründe aracıları ortadan kaldırmayı hedefleyen blok zincir projesi olan Audius da WEB 3.0 teknolojisi ile entegre bir biçimde çalışıyor. Audius’un piyasa değerinin 911 milyon dolar olduğu da iddia ediliyor.