GündemNedir?Sağlık

Covid 19 Varyantları Nelerdir?

Covid 19 pandemisi, ilk olarak 2019 yılının Kasım ayında Çin’de Wuhan şehrinde tespit edilen virüs ile gündeme gelmiştir. Corona virüsü tanısının ardından 23 Ocak 2020 yılında Çin hükümeti salgının yayılmasını önlemek amacıyla karantina uygulamasını başlatmıştır.  Covid-19 virüsü vakalarının dünya genelinde görülmeye başlaması, global boyutta izolasyonu zorunlu kılmıştır. 

Kovid-19 virüsü günümüze dek yaşamı olumsuz yönde etkilemeye devam etmiştir. Covid-19 pandemisi olağanüstü uygulamaları ve sınırlamaları beraberinde getirmiştir. Alınan tüm önlemlere rağmen her virüs vakasında olduğu gibi Covid 19’da da süreç içerisinde yeni varyantlar ortaya çıkmıştır. Covid 19 ile ilgili bilim insanları virüsün nasıl yayıldığı, varyantların nasıl oluştuğu hakkında yaptığı araştırmalar günümüzde de devam etmektedir. 

Virüslerin mutasyona uğraması ve zamanla yeni varyantlar oluşturması bilim dünyasında olağan karşılanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü “DSÖ” Covid 19 varyantlarını iki ana başlık altında toplamaktadır. Bunlar;

  • VOC / Endişe Verici Varyantlar
  • VOI / İzlenmesi Gereken Varyantlar olarak ifade edilmektedir.

VOC / Endişe Verici Varyantlar Nelerdir?

Covid 19 virüsünün ilk varyantları Hindistan’da görülmeye başlanmıştır. Dünya genelinde en hızlı yayılma potansiyeline sahip varyant “Delta Varyantı” olarak adlandırılmaktadır. Delta varyantının ardından farklı mutasyon özelliklerine sahip varyantlar da ortaya çıkmıştır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından VOC (Volatile Organic Compounds) “Endişe Verici Varyant” kategorisine alınan Covid 19 mutasyonları aşağıdaki şekilde sıralanmaktadır.

  • Alfa Varyantı / B.1.1.7
  • Delta Varyantı / B.1.167.2
  • Gamma Varyantı / P.1
  • Beta Varyantı / B.1.351
  • Omicron Varyantı

DSÖ tarafından endişe verici varyant olarak tanımlanan bu mutasyonlar, Covid 19 virüsünün bulaşıcılık etkisinin ve yayılma hızının daha riskli boyutlara ulaşabileceğini göstermektedir. Endişe verici varyant kategorisindeki her bir mutasyon, hastalık süreçlerini değiştirebilme ve ölüm riskini artırma potansiyeli taşımaktadır. 

Dünya Sağlık Örgütü bu konuda, virüse karşı alınan önlemlerin etkisinin azalma potansiyelinin bulunduğu uyarısını yapmaktadır. DSÖ Covid 19 virüsünün dönüşüm aşamalarını ve varyantlarını harf ve rakam ile tanımlarken, 2021 yılının Mayıs ayından itibaren, varyantların Yunan alfabesinde yer alan harfler kullanılarak adlandırılmasına karar vermiştir.

Alfa Varyantı / B.1.1.7

Dünya Sağlık Örgütünün B.1.1.7 olarak tanımladığı Alfa Varyantı ilk olarak Eylül 2020’de ortaya çıkmıştır. Bu varyantla ilk kez İngiltere’de karşılaşılmıştır. Bulaşıcılık düzeyinin Covid 19 virüsüne oranla %40 ilâ %90 oranında daha yüksek olduğu anlaşılmıştır. 

Yapılan araştırmalar Alfa varyantının ölüm riskini de arttırdığını göstermektedir. Özellikle İngiltere’deki Covid-19 vakalarında, Alfa varyantının yoğunlukta olduğu tespit edilmektedir.

Delta Varyantı / B.1.167.2

Covid-19 virüsünün Delta Varyantının ilk defa 2020 yılının Ekim ayında Hindistan’da görüldüğü tespit edilmiştir. Hindistan’daki vaka sayılarının artış nedeni olarak bu varyantın ortaya çıkışı gösterilmektedir. 

Dünya Sağlık Örgütünün B.1.167.2 olarak tanımladığı Delta varyantı, diğer mutasyonlara göre %50 ilâ %67 oranında daha yüksek bulaşıcılık içermektedir. Delta Plus olarak adlandırılan varyant ise Delta varyantına göre daha riskli bileşenler içermektedir. Delta Plus mutasyonu da son dönemde DSÖ kararıyla “Endişe Verici Varyantlar” kategorisine alınmaktadır.

Gamma Varyantı / P.1

Kovid-19 virüsünün DSÖ tarafından P.1 olarak tanımlanan Gamma Varyantına, ilk olarak 2020 yılının Ocak ayında rastlanmıştır. Brezilya üzerinden Japonya’ya seyahat eden kişilerde karşılaşılan Gamma varyantı, bilim dünyasını da yeni bir mutasyonla karşı karşıya getirerek, araştırmaların yönünü değiştirmiştir. 

Gamma varyantının özelliği, orjinal Covid 19 virüsünün aminoasitler üzerinde 17 farklı değişim yaratarak oluştuğu şeklinde özetlenmektedir. Gamma varyantı Brezilya’daki Amazonas şehrinde yeni bir bulaşıcılık dalgası yaratmıştır. Gamma virüsünün antikorlar üzerindeki etkisi, varyantın “Endişe Verici Varyantlar” kategorisine alınmasına neden olmaktadır.

Beta Varyantı / B.1.351

Covid 19 virüsünün DSÖ tarafından B.1.351 olarak tanımlanan Beta Varyantına, ilk olarak Güney Afrika’da görülmeye başlanmıştır. 2020 yıl Ekim ayında karşılaşılan Beta varyantının, özellikle bağışıklık sisteminde herhangi bir kronik hastalık geçmişi bulunmayan gençler üzerinde etkili olduğu anlaşılmıştır. 

Beta varyantını inceleyen bilim insanları, bu varyantın ciddi hastalık yaratma potansiyelinin oldukça yüksek olduğunu belirtmektedir. Antikorlar üzerinde direnç gösteren Beta varyantı, koruyucu aşıların da etkisini azaltma riski taşımaktadır.

Omicron Varyantı

Dünya Sağlık Örgütünün “Endişe Verici Varyantlar” kategorisine aldığı son mutasyon ise Omicron Varyantı olarak karşımıza çıkmaktadır. 2021 yılının Kasım ayında tespit edilen Omicron varyantına ilk olarak Güney Afrika’da rastlanmıştır. VOC kategorisindeki diğer varyantlara göre bulaşıcılık oranı çok daha yüksek olan Omicron, SARS-COV 2 virüsünün bilinen tehlikeli mutasyonlarından biridir. 

Her virüsün çoğalma sürecinde değişime uğradığı bilinmektedir. Virüslerdeki değişim, bulaşıcılık oranlarını da doğrudan etkilemektedir. Ayrıca, virüsün etkilerinin daha hafif yada daha ağır şekilde görünmesini ve hastalığın seyrini de birebir değiştirmektedir. Bulaşıcılık oranı yüksek bulunan Omicron varyantı, diğer motasyonlar gibi yakın mesafelerde bulaşma riskini gündeme getirmektedir. Bu nedenle maske ve mesafe kurallarına uymak, her varyant için kaçınılmaz bir koruyucu önlem adımı olarak belirtilmektedir.

VOI / İzlenmesi Gereken Varyantlar Nelerdir?

Dünya sağlık Örgütünün VOI (Variant of Interest) kategorisine aldığı “İzlenmesi Gereken Varyantlar” diğer mutasyonlara göre koruyucu önlemleri daha az etkileyen varyantları işaret etmektedir. Bu kategorideki varyantlar ise aşağıdaki şekilde sıralanmaktadır.

  • Epsilon 1
  • Epsilon 2
  • Zeta
  • Eta
  • Teta
  • Lota
  • Kappa
  • Lambda

Dünya Sağlık Örgütünün VOC “Endişe Verici Varyant” kategorisine aldığı mutasyonlara göre VOI “İzlenmesi Gereken Varyantlar” hastalık süreçlerinde daha az etkili olmaktadır. Tüm varyantlardan korunmanın en temel yolunun aşı olmaktan geçtiği belirtilmektedir. Covid 19 aşı randevusu ile ilgili bilgi almak için buradaki yazımızdan yararlanabilirsiniz.

Bilim insanları Covid 19 pandemisinin başlangıcından itibaren, virüsün yapısında 4.000’in üzerinde mutasyon tespit ettiklerini belirtmektedir. Bunlar arasında en yaygınları ise yukarıda Yunan alfabesi harfleri ile adlandırılan varyantlar olmaktadır. İzlenmesi gereken varyantlar, öldürücü olmayan, koruyucu önlemlere karşı fazla etkileşim yaratmayan mutasyon türledir.

DSÖ’nün izlenmesi gereken varyant kategorisine dahil ettiği mutasyonlar, 1’den fazla kişiye bulaşma olasılığı bulunan, salgın oluşturma riski taşıyan, dünya genelinde farklı ülkelerde karşılaşılan virüs çeşitlerini ifade etmektedir. Bu nedenle ilgili varyantların takip edilmesi büyük önem taşımaktadır. 

Hem VOC hem de VOI kategorisine alınan varyantların, Covid 19 virüsünün insan bedenindeki hücre gruplarına tutunmasına yardımcı olan dikey proteinlerde oluşan değişimlerden kaynaklandığı belirtilmektedir. İzlenmesi gereken varyantlar, Covid 19 virüsünün temel özellikleri üzerinde etkili olurken, virüsün insan üzerindeki etkilerini değiştirmektedir. Covid-19 pandemisinin başlangıcından beri hiç enfekte olmamış kişiler “Covirgin” olarak adlandırılmaktadır. Konuyla ilgili yazımıza da buradan ulaşabilirsiniz.

Hülya Ergün

2014 yılından beri kurumsal şirketlere sosyal medya hesap yönetimi konusunda destek vermekteyim. Content Writers Turkey (CWT) üyesiyim. Aynı zamanda, Türkiye’nin önde gelen içerik ajanslarında freelance olarak içerik yazarlığı yapmaktayım. Okumaya, araştırmaya, yazmaya ve yaratıcılığa açık her alana ilgi duyuyorum. Yoga ve meditasyon pratikleri ile enerjimi dengeliyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu